28 Mart 2008 Cuma

GÜL YETİŞTİREN ADAM

YAZAR: RASİM ÖZDENÖREN
İki insanın hayatını aynı anda anlatan bu kitap son sayfalara kadar bu iki insanın farklı kişiler olduğunu belli etmiyor. bu iki insandan biri genç bir yazar, diğrei ise 50 seneden beri evinin avlusundan dışarı çıkmayan ve avlusunda gül yetiştiren yaşlı bir adam.

Yaşlı adamın kendini eve hapsetmesi, genç yazarın gençliğindeki yaşam tarzının günah çıkarması şeklinde gözüksede, az önce dediğim gibi bu iki kişi farklı insanlardır.

Yaşlı adam birgün, bir sabah namazı için evinin avlusundan çıkarak camiye gider. 50 seneden beri görmediği mahallesi, insanları, müslümanları...çok değişmiştir. ve birgün bu değişikliğe dur demeye çalışırken "halkı ayaklandırma" suçu ile hapse girmektedir...



21 Mart 2008 Cuma

KAYIP KENTİN YAKIŞIKLISI


YAZAR: YILMAZ ERDOĞAN

Yılmaz Erdoğan'ın cümle kurma becerisini ve zekiliğini bu kitabın mısralarında görmek çok kolay. Üslubunu sevdim. bir iki şiirinden bazı parçaları paylamak gerekirse
"Ben senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum.."
"Aşkları da devralır mı kalp nakli yaptıranlar?"
"Bir aşkı paylaşmka için çok geç
Bir paylaşıma aşık olmak içinse erken.."
"Kalbim bir etten organ sadece
Kalbim yüreğim olur,
Sen gelince.."

DÜNYADAKİ EN BÜYÜK SATICI

YAZAR: OG MANDİNO
Bir deve bakıcısı olan Hafid ünlü bir satıcı olan Patros'un hizmeti altında çalışmaktadır. Bir gün hafid zengin bir tüccarın kızına aşık olur. Onunla evlenebilmek için zengin ve saygın biri olması gerektiğni düşünür ve efendisine deve bakıcılığını bırakıp, efendsi adına çalışan diğer satıcılar gibi satıcı olmak istediğini söyler. Efendisi sebebini sorunca Hafid " Dünyadaki en büyük ve en iyi satıcı olmak istiyorum. Sizden bile iyi omalıyım." der. Efendisi Hafidle konuşmaya devam ederken asıl sebebin AŞK olduğunu anlar ve ona bir fırsat verir.
Hafid'in efendisi Patros, Hafid'e bir kaftan verir ve onu fakir bir bölgeye göndererek orada satmasını ister. Hafid'in hesabına 1 gümüş lira borç yazar. 1 gümüşten fazlası Hafid'in olacaktır.
Hafid o bölgede 3 gün kalır ve o kaftanı satmaya uğraşır ama bir türlü satamaz. Umutsuzluğa düştüğü zaman efendisinin ona " Kazanma kararlılığın yeteri kadar güclü olursa, başarısızlık hiçbir zaman yakana yapışmaz." öğüdünü hatırlar ve 4. günün şafağında ayağa kalkar. Hayvanını bağladığı yere gittiğnde orada yeni doğum yapmış bir kadın görür. ve onun yanında olan yaşlıca bir adam. Yaşlı adam ve kadın elbiselerini yeni doğan bebeğe sarmıştır. Sabahın ayazında soğukta kalmışardır. Hafid bu durum karşısında bebeğin üstündeki elbiseleri alıp onlara verir ve kaliteli sıcak kaftanı bebeğe sarar ve arkasına bakmadan oradan ayrılır..
Hafid, efendisi Patros'un yanına giderken ne diyeceğini bilememektedir ve başarısızlığın acısı altında ezilmektedir. Bu arada geceyi andınlatacak kadar parlak bir yıldız Patros'un Çadırına doğru gelmektedir.PAtros çadırının önünde gökyüzüne bakar halde iken Hafid ile karşılaşır. O an da yıldız durur.
Patros, yıllardan beri bekledği işareti görmüştür. Kendisi büyük satıcı yapan 10 ilkenin yazıldığı 10 deri parşomeni Hafid' e verir...

14 Mart 2008 Cuma

YENİ AKIL



YAZAR:


Felsefi bir kitap. Yazar bilimi eleştirmekle başlar kitaba. Bilim belli kurallar dahilinde inşaa edilirken, kuramlar dışındaki olguları yok saymaktadır. Yazar, bilimin yanlızca maddeyi incelediğini, ancak maddenin özünü gözardı ettiğini söyler. Dolayısıyla da bilimin yetersiz kaldığını belirtir.


Bedeni sadece madde olarak algılayan bilim, ölüm olayını tam olarak açıklayamamaktadır. Çünkü bedenin özü olan RUH kavramını görmemektedir. Ruh bedeni terkettiğinde ölüm gerçekleşmektedir. Peki ruh nereye gitmektedir?


Yazar matematikteki kuramsal değerleri gerçekci bulmaz. Onun için gerçek olan tek şey sonsuzluk kavramlarıdır ve gerçek bu sonsuzluk sınırlarında yer almaktadır. Bunu da BOYUT ile yapmaktadır. Bizim bildiğimiz x,y,z boyutlarından çok daha fazlası bu sonsuzluk içinde yer almaktadır. Ruh da bu boyutlar arasında bulunmaktadır ve zamanı gelince başka bir boyuta kaymaktadır.


Kur-an'ı Kerim'de Meleklerden,cinlerden,cennetten,cehennemden ve şeytandan bahsedilir. Örneğin cennet ve cehennemin yedişer kattan oluştuğundan bahsedilir... Yeni Akıl, ölüm, cennet. cehennem olayın şu yolla açıklama getirir; Beden ile ruhun bir bütün olarak sürdürdüğü yaşamda, yaşanan olaylar dahilinde ruh gideceği boyutu belirler. Ruhun boyut değiştirmezamanı geldiğinde bedenden ayrılır ve uygun olan boyuta geçer. Bu aşamada beden ölür.
Maddenin sadece yapısını incelemek madde hakkında tam bilgiyi vermez. Maddenin özünüde araştırmak gerek. Bilim son zamanlarda metafizik, psişik olaylar gibi bilim dışı olaylarıda incelemeye başlamıştır. Bu sayede maddeyi tam olarak açıklayabilecektir.
kitap devam ediyor..

GÜLLERİN VEDASI


YAZAR: BAHATTİN YILDIZ
5 dakika önce bitirdiğim yazıyı yayınladığım sırada uzunca yazdığım yorum zaman aşımından silindi. Vardır bir hayır..Aynısını yazmayacağım :)
Kitap, 80'li yılların sağ sol çatışmasında, sağın safındaki yazarın gözüyle anlatır olaylar tüm çıplaklığıyla...
Bir yelkenlinin, ufak bir nefes alış-verişinde bili rotasını değiştirmesi, onlarca kişinin yoktan yere can vermesi beni kızdırdı.
Ey Yunus!
Sen yaradılanı Yaradandan ötürü severken,
Gün gelmiş Yaradan unutulmuş
Canlar, can pazarlarında
Nefes alış-verişinde rota değiştiren yelkenlinin altında yok olmuş...

OYUNLAR, İNTİHARLAR,ŞARKILAR...

YAZAR: MURATHAN MUNGAN
Bir şir kitabı olan bu eserde yazar iki oyuncunun hayatının bir kısmını anlatan iki şiirle başlar. Uzunca yazılmış bu iki şiir, iki oyuncunun intiharları ile biter. Yazar bu intiharları, alkışların ardından yaşanan yanlızlıkların sonucunda gerçekleştiğini vurguluyor gibi. Benim buradaki yorumum:
Toplum önünde olan insanlar belli bir süre sonra kendilerinin topluma maal oldukları için özel ilgi istemektedir. Bu ilgi bulunamayınca da yanlızlık ve intihar gelmektedir. Yanlızlık kötü birşey...