3 Kasım 2008 Pazartesi

ÇOK Bİ ÇOCUK

YAZAR: CAN YÜCEL
Uzun bir aradan sonra can yücel'e tekrardan merhaba dedim bu kitabında. Bu kitabında diğerlerinden farklı olarak Can'ın kelime zenginliği dikkatimi çekti. kullandığı birçok kelimenin anlamını bilmediğimi farkettim..

Bunun yanıda sade şiirlerin tadı hala etkili. Kısa bir şiiri tebessüm etmemi sağladı
.
"Sen ölürsen, Güler, ben mahfoldum gittim
ve madem kendimi öldürmek istiyorum..
ilk işim seni öldürmek..."

23 Ekim 2008 Perşembe

İNSANCIKLAR

YAZAR: DOSTOYEVSKİ
Varvara ALEKSİYEVNA ile Makar ALEKSİYEVİÇ arasındaki mektuplaşmalardan oluşan bu kitap, dönemin Rusya'sından acı bir tablo çizmektedir. Makar yaşça büyüktür ancak bu onun Varvara'ya aşık olmasını engeleyemez. (Buradaki aşk olgusunun kavramını pek anlamış değilim. yazının ilerleyen bölümlerinde açıklayacağım.)
.
Makar yazıları temize geçen bir memurdur. Varvara ise genç bir öksüz. Makar, Varvaraya sahip çıkma telaşındadır. Bu Varvara tarafından da memnuniyetle karşılanmaktadır.

Makar hemen hemen tüm maaşını Varvara'yı memnun etmek için harcer. Belli bir süre sonra da maddi açıdan zor duruma düşer. Bu aşamada da Varvara Makar'a destek olur.
.
Kitapta asıl ilgimi çeken şey insanların içinde bulunduğu yoksulluk oldu. Bir birey, Ayakkabı almaya bile para bulamıyor!

(Gerçi para olmayınca da olmuyor...)

Sonunda Varvara zengin bir yaşlının evlenme teklifini kabul ederek Makar ile vedalaşır ve mektuplar bundan sonra yazılmaz olur

15 Ekim 2008 Çarşamba

YER ALTINDAN NOTLAR


YAZAR: DOSTOYEVSKİ
Hastalılı bir ruhu anlatan bu kitap ilk başlarda sıkıcı gibi gelse de sonradan akıcı bir şekilde gidiyor. Kitapdaki kahramanımız içine kapalı bir tiptir, bu yüzden sürekli aşağılanır. Kahramanımız bu aşağılanmalardan kurtulmak için kendini derslerine verir ve gösterdiği başarılardan sonra arkadaşları tarafından aşağılanmaktan kurtulur.Ancak arkadaşları tarafından da kabul eedilemez.
.
aradan yıllar geçer. Kahramanımız bir bakanlıkta memur olarak çalışır. Birgün arkadaşlarının toplanacağını öğrenir ve o da katılmak ister. Niyeti sırf onları bilgisiyle aşağılamaktır.
Buluşma gününde o da oradadır ve sohbet sırasında amacını gerçekleştirmeye çalışır ve bu olay ortamın keyfini kaçırır. Arkadaşları onu orada bırakarak ortam değiştiriler. Kahramanımızda onları takip eder ve orada bir bayan ile tanışır...
.
.
Kahramanın çizdiği ruh halini bazen çevermizde görmekte mümkün. Ancak kitabı bitirince bu davranışların aslında ne kadar kötü olduğunu görüyorsunuz.Her birey kendini olduğu gibi kabul etmeyi bilmeli..

12 Eylül 2008 Cuma

CANFEDA


YAZAR: CAN YÜCEL
Serinin 8. kitabı olan CANFEDA, yazarın bilinen üslübunun devamını içinde barındırıyor. Ancak nedendir bilinmez bu kitabı okumak bana pek haz vermedi. Yine içinde altını çizmediğim satırlarda yok değil..
.
"Kurtarıcılar kurtara kurtara
Kurtardılar memleketi memleket olmaktan"
.
"İNTİHAR
Balkonun altına kapamışlar hint horozunu
Önüne de kara bir tel çekmişler
Dünya yüzü görmesin diye..
Yine de herkesten önce ötüyor sabahları...
Erken öten horozun... sözü biyerlerden
Kulağına çalınmış olmalı..."
.
"SİZMOGRAFİ
Dünya öküzün boynuzları üstünde dururmuş,
Her kıpırdayışında öküz, deprem olurmuş...
Oysa dünya, halkların omzu üstünde durur
Kıpırdasın da gör! "
.
"YAKLAŞAN GELECEK
Bir Türk hala Bütün CİHANA,
Bin Türk Lirası da
Bir dolara bedel"

6 Ağustos 2008 Çarşamba

KUANTUM DÜŞÜNCE TEKNİĞİ

YAZAR: R. ŞANAL
Yazar kitabında Öz ve Ego diye iki kavramdan bahsediyor. Bu iki kavramı anlatırken verdiği örnekler genlede kendi hayatından olduğu için bu belli bir süreden sonra okuyanı sıkabiliryor.
The Secret adlı kitapta üzerinde sıkça durulan Evrensel Çekim Yasası'ndan bu kitapt ada bahsediliyor. Yalnız burada bu yasadan Kuantum Çekim Kuvveti diye bahsediyor.
Kitabın başlığı ile kitap arasındaki bağıntı beni pek tatmin etmedi. "Kuantum" kelimesinin başlıkta olması beklentilerimin daha bilimsel olmasına sebeb oldu. Ancak kitapta anlatılanların bilimsel olmadığı kanatindeyim.
Son zamanlarda benzer kitapları bira fazla okuduğum için olsa gerek kitap beni mutlu etmedi..

30 Temmuz 2008 Çarşamba

GECE VARDİYASI


YAZAR: CAN YÜCEL
Serinin 6. kitabı olan bu kitap ilk başlarda tad vermese de sonrasında Can'ın hüerini görür oldum. İlgimi çeken birkaç şiiri yamak istiyorum :
"işin ne? diye soruyorlar
Eskiden 'serseriydim' derdim,
'Ölüm' diyorum şimdilerde
Ölmek benim esas işim."
"Lekeci Tatyos'un çocukluk arkadaşı Ercan'a
Aralarındaki eski bir latife ürze
'Ne zaman öleceksin, lan?' demesiyle
Ercan boşanmış nisan yağmurlarınca,
Akciğer kanseri olduğunu o sabah öğrenmiş meğer..
Tatyos bunları anlatırken gözleri yaşlıydı hala,
Özür dilemiş üst üste, yalvar yakar..
Tatyos ki bir Ermeni,
İnsanlığın milliyeti yoktur çünkü..."
"İlkin ELİFBA'ydı
Sonra ALFABA oldu
Derken ABeCe
Şimdi de A.B.D."
"ECEL eril miymiş, dişi mi?...
Dişi olsaydı bu zendostlukla ben
çoktan koynuna girer ölürüdm..."
"Kadınlar doğurdu beni bağıra bağıra
Gine onlar öldürecekler beni aşktan
Bağırt bağırta..."

TOPRAK ANA

YAZAR: CANGİZ AYTMATOV
Cengiz Aytmatov' un okuduğum ilk kitabı olan Toprak Ana,
Almanya'nın Kısgizistan'a saldırması sırasındaki savaşı, oradaki köylülerin gözünden anlatırken, savaşın yıkıcılığını farklı ve daha acı bir yönünü de gözler önine sürer. Yıllarca toprakla uğraşarak bölgenin yetkili ailelerinden biri olan bir ailenin, herşey çok güzelken savaşı başlaması ile kötüleşen şartlara, evin 4 erkeğini teker teker askere gönderilmesi eklenince bu şartlar daha da kötüleşir. Eziyet çekilir, açlıkla boğuşulur.. Bu sıkıntılara teker teker ölüm haberleri de eklenince hayat anlamını yitirir. Anneyi hayata bağlayan tekşey gelinidir. Ancak birgün gelini bir gün, ölümüyle onu terkeder. Bu terkedişte, anneye bıraktığı tek şey babası belli olmayan bir çocuk olur..
Aytmatov' un diğer kitaplarını da en kısa zamanda okumak istiyorum :)